İYİLİK YAP İYİLİK BUL
O sabah İzmir’de hafif bir esinti vardı. Belediyenin temizlik işçisi Ahmet çoktan işe koyulmuştu. Ahmet, iş yerinde güler yüzlü ve iyiliksever haliyle herkesin sevip saydığı bir biriydi.
O ılık İzmir sabahında her zaman temizlediği sokaklardan birinde çöp kovasından aldığı poşetten şıkırtı sesi duyunca, poşetin içine bakma gereği duydu. Poşeti açınca bir de ne görsün! Bez parçasına sarılmış halde çok sayıda altın bilezik buldu. Önce çok şaşırdı. Sahibi yakında olabilir mi diye etrafa bakındı. Fakat altın kaybetmiş de arıyormuş gibi telaşlı biri görmedi. Birden aklına ödemekte zorlandığı borçları geldi. Burada o kadar çok altın vardı ki onları bozdursa borçlarını ödemeye fazlasıyla yeterdi. Böylece az olan maaşıyla küçük kızı Asya’nın istediği tablet ve bisikleti kolayca alabilirdi. Borçları yüzünden güzel kızının isteklerini erteliyordu. Sonra birden aklı başına geldi. O altınlar başkasına aitti ve alamazdı. Bunu kendine yakıştıramadı. Kaybeden kişi zor durumda olabilirdi. Doğru olanı yaptı ve altınları mahalle karakolundaki polis arkadaşına teslim etti. Akşam eve gidince ailesine olanları anlattı. Asya heyecanla babasını dinledi. “aslan babam, sen bir kahramansın” dedi.
Bu olaydan iki gün sonra polis arkadaşı Ahmet’i karakola çağırdı. Yapılan çalışmalar sonucu altınların sahibi bulunmuştu. Altınların sahibi Ahmet ile tanışmak istemişti. Ahmet karakolda altınların sahibi Murat ile tanıştı. Murat, fabrikası olan zengin bir iş adamıydı. Ahmet’e iyiliğinin ödülü olarak bir miktar para vermek istedi. Ancak Ahmet kabul etmedi. Ahmet, “bu insanlık görevi, ödüle gerek yok” dedi. Murat Ahmet’e teşekkür etti. El sıkışıp ayrıldılar.
Aradan üç ay geçmişti ki Asya’nın ciddi bir hastalığı olduğu ortaya çıktı. Doktorlar tedavi için çok büyük bir para istediler. Tedavinin hemen başlanması gerekiyordu. Ahmet’in buna yetecek kadar parası yoktu. Çok çaresiz hissetti. Yakınlarından borç para toplamaya çalıştı. Fakat toplayabildiği para tedaviye yetmiyordu.
Bir akşam üzgün halde evinde otururken telefon çaldı. Arayan Murat’tı. Ahmet’in arkadaşı olan polis, Murat’ı arayıp Asya’nın durumundan bahsedip “belki sizin de bir katkınız olur” demişti. Murat, Asya’nın tedavi masrafının tamamını karşılayacağını söyleyince Ahmet kulaklarına inanamadı ve tekrar tekrar teşekkür etti. Bu güzel haberi hemen eşine ve kızına söyledi. Tedaviye hemen başlandı ve Asya hızla iyileşti .
Ahmet’in yaptığı iyilik fazlasıyla kendisine geri döndü. Bu hikaye İYİLİK YAP İYİLİK BUL atasözüne örnek gösterilebilir.
YAREN ATALAR 5/A 276